hepimiz şu hayatın çekilmezliğinden, insanı mutsuz eden ve kendi tekilliğine gömen çağımızın sorunlarından bir kaçış yolu aramaktayız. günler gelip geçerken biz gökyüzünün her gün biraz daha uzağımızda kaldığını görüyoruz. dünyanın iyi günlerini bize anlatan bütün şairleri unutmak ve kafka'nın gregor samsa'sı gibi bir sabah pis bir böcek olarak uyanmak istiyoruz. peki ama neden böylesi karanlık bir fantazi düşlüyoruz, niçin kaybettik iyiliklere inancımızı?
mutsuzluklarımızın kum kitabında neden bir iz bile yok ondan?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yeni adresim
ara ara aşağıdaki adresimde yazacağım https://atesinsesi.wordpress.com/ /
-
Kimi kadınlar vardır nehirlere benzer Denize dökülmeyi düşler masmavi bakışları Oysa bir tek zamandır bunu başarabilen Işığ...
-
Suların duru, masalların gri olduğu bir ülkede; saçları temmuz güneşinde kızaran başağı andıran, gözleri karanlıkta gümüş ayd...
-
bilir misin lavanta kokusunu? hiç rastgeldin mi gün batımına? çok konuşasın varken,susup kaldığın olmadı mı hiç? yoksa ...
1 yorum:
İnanmak, bir beklentiyi gerektirir ve kişi beklentilerine ulaşamadığında karşısındaki her ne ise doğal bir tepki ile tavır alır. Hele kaybedilen inançlar günden güne eklenen zincirler misali çoğalıyorsa bu tepkilerde ona keza çoğalır ve hayatın kendisi tüm yıkılan inançların nedeni oluverir.
________________
Şimdi yeniden güvenmek için şu dünyaya,
Her hayata bir masal çizmeli mutluluk fırçasıyla...
Yorum Gönder