15 Nisan 2010

Şair kafasından geçenlerin ne kadarını kağıda dökebilir, diye sordumdu kendi kendime

SEVGİ DUVARI



sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
dilimizde akşamdan kalma bir küfür
salonlar piyasalar sanat sevicileri
derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni
yakanda bir amonyak çiçeği
yalnızlığım benim sidikli kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi

kumkapı meyhanelerine dadandık
önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi
aramızda görevliler ekipler hızır paşalar
sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
çöpçülerin elleriyle okşardın beni
yalnızlığım benim süpürge saçlım
ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi

baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık seçik ki
başucumda bir sen varsın bir de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi

CAN YÜCEL


okurken dünyayı çıkarları için döndürmeye çabalayan,bütün hayatını bu rant yarışına adayanları düşünürüm hep ve başka bir yerde başka bir zamanı düşlerim...

1 yorum:

Kızıl dedi ki...

Nasıl severim bu şiiri okumayı dizelerden ve dinlemeyi bu besteyi Ahmet Kaya'nın sesinden... Tekrar anımsattığın için teşekkürler...

Yeni adresim

ara ara aşağıdaki adresimde yazacağım https://atesinsesi.wordpress.com/ /