25 Şubat 2014

SANA DAİR


Sesinde bir annenin vicdanına yürümek isterdim
Orada bütün kayıp çocukları bulmak
Kuşların sesiyle dönmek geri
Çünkü bizim büyüdüğümüz evlerde
Yalnızca anneler ağlardı nar ağacı gibi...


Sesinde bir aynanın ardına geçmek isterdim
Orada koklamak en güzel çiçeğini dünyanın
Aşkın eskimeyen sesiyle dönmek geri
Çünkü bizim büyüdüğümüz ülkelerde
Yalnızca türküler saklayabilirdi yüreklerinde hasretleri...

tk

18 Şubat 2014

TANRIÇA




"Mermere sıkıştırılmış bir melek gördüm.
Onu özgürlüğüne kavuşturana dek
mermeri oydum" Michelangelo


***

Bir çiçek neden açıyor bilebilir mi sebebini
peki neden mavidir deniz
martı neden uçarıdır
albatros neden yalnız
baykuş neden gececildir?
Öyle işte bilemez insan neden artık bütün anlamların sen olduğunu
Şimdi ay ışığında mermer bir tanrıça gibisin...

tk

5 Şubat 2014

Gizli el






Oturduğu berjer koltuğun kan kırmızısında  bir bukalemun gibi yitip gitmişti. Bunun sebebi dışarıdan şarap şişesi gibi görünse de asıl sebep kendiyle giriştiği kavgaydı. Bıkmıştı. Artık sabah olsun istemiyor,bu kapitalist çağa katlanamıyordu. Oysa okuduğu kitaplar, soyunu devam ettirdiği şairler daha yolun başında bu dünyanın lanetini ona göstermişlerdi. Ama artık güçsüz hissediyordu yüreğini. O çocuğun öyle sopalarla öldürülüşü aklına geliyor, sonra eski fotoğraflarındaki gülüşünde çarmıha geriliyordu anlam. İnsanın olmadığı uzak bir yıldıza gidebilseydi keşke içinde saklı küçük prensi ama gidemiyordu. Bir de şu Roza dediği anlasaydı içini keşke. Yazdığı tüm şiirlerini yakmak geçiyordu aklından. Halk denen bu kalabalık neden bu kadar vahşiydi. İşte gene gelip çatmıştı seçimler. Ne olacaktı, ne değişecekti?Yalanın bini bi paraydı, solcuyum diyenlerden bile korkuyordu yüreği. Keşke şu koltukla değişebilseydi hayatını. Eşyanın doğası gibi matematiksel yaşamak için neler vermezdi. Ne çok kanmıştı aşka, oysa azcık bir huzurdu istediği. İçindeki ateşin sönmesi, o kül mevsimi ve daha bir sürü uğultu! İşte bütün bunlardı o kuyuya onu iten gizli el...

tk

3 Şubat 2014

Irağa dair




eflatun gölgesinde nar ağacının
sen geliyorsun aklıma
-ki o büyük yıkıntıda çalkalanıyor yüreğim
yakamozlar gibi.

yüklenip kederin şarabi ağrısını
arıyorum teninin atlasında o uzak ülkeyi
kalbimin çanını çınlatıyor zangoç
oysa huzur, tek isteğim gecenin lirinden.

fısıldıyor dostlarım kıyamet türküsünü
boynuzlarını bırakıyor ren geyikleri şehrime
anılarının bahşişiyle geçiriyor günlerini onur
yıkılıyor usumda evren...

temel kurt






Yeni adresim

ara ara aşağıdaki adresimde yazacağım https://atesinsesi.wordpress.com/ /