30 Mart 2011

yazdan kalma bir günde




pencereye yaklaşıp tülün ardından sokağı izledim. dışarda yazdan kalma bir gün vardı, güneş ışıldadıkça sanki benim içim de ışıyordu. erik ağaçlarının pembe çiçekleri baharın erken müjdecisi gibiydiler. asfalt yolda bir sokak köpeği umarsızca geziniyor, esnaflar birbirleriyle olağan sohbetlerini ediyorlardı. pencereyi aralayınca tatlı bir esinti doldu içeriye. gökyüzünün bitmek bilmez maviliği beni alıp bambaşka bir düşünce çağına götürmüştü gene. insan ne kadar barbar olursa olsun, doğa; işte bu yazdan kalma günde olduğu gibi insanı da kendinden sayıyor, onca şavaşın ve sömürünün lanetine rağmen onu bu güzellikten mahrum bırakmıyordu...


insan çokça zaman susuyor mavi çünkü yol bitiyor. gün geliyor tek başına kalakalıyorsun. o senin sesini duysa bile sana ses veremiyor. çünkü yolun sonunda bile hala her şey çok uzakta, sense her zamanki gibi bu hayatın içindesin. işte modern çile böyle bir şey. çark durmaksızın dönüyor ve senin içinde aşk da umut da her an biraz daha azalıyor...


t.k

1 yorum:

nil dedi ki...

doğa hep affeden bir anne, başka hangi lişki kendini kanatanın yaralarını öper ki...

Yeni adresim

ara ara aşağıdaki adresimde yazacağım https://atesinsesi.wordpress.com/ /