2 Haziran 2011

yaşanmayan zaman

Dostoyevski'nin ünlü romanı suç ve cezayı okuduğumda yıl 1990 dı. bense yirmili yaşların Alyoşalığı içinde her şeyi bir adım ötemde sanıyor ve uzağımı yakın etmenin hayalleriyle kişiliğimin temellerini atıyordum. romanın ünlü tiplemesi Raskalnikov dünyayı kendi kurgu penceresinden tanımlıyor ve ona kalıcı mutlak adaleti getirecek bir Napolyon sanıyordu kendini. hiç bir işe yaramadığını düşünüp öldürdüğü tefeci kadının parasıyla aklındaki o büyük adaleti kuramayınca kendisiyle hesaplaşıyor ve sonunda bir fahişe olan Sonya'nın aşkına sığınıp ruhunu İsa'ya adıyordu. insanın büyük ve sonsuz gerçeği dinde bulması aradan geçen zamana rağmen pek de değişmedi sanırım.bügün 3 haziran iki bin on bir. şuan bulunduğum yerde saat 12:00. kütüphanemin raflarında duran bu romanı okuyalı yirmi bir yıl olmuş, zaman ne çabuk geçiyor.

Türkiye seçimlere hazırlanıyor, kurgulanmış değerlerin hayatımız için abartılmış anlamlarından sıyrılmak pek kolay olmadığı için olsa gerek siyasetçiler( belkim de seçmenler de) kendini Raskalnikov sanıp tefeci kadını öldürmenin, sonsuz ve kalıcı adaleti kurmanın vaadlerini haykırıyor meydanlarda. oysa bu yaşanmayan zamanda her şey büyük yıldızın parçacıklarından doğmuş bir masaldan ibaret; hem de çokça zaman sonu kötü biten bir masaldan ibaret...

dışarda çok güzel ve sımsıcak bir yaz güneşi ışıldıyor, yapraklar uçuk yeşile boyanmış, çiçekler rengarenk açmışlar. belki şu an bir kaplumbağa yumurtlamak için uygun bir yer aramakta, maviliklerde süzülen bir kartalsa avına dalmaktadır. yani kurgudan uzak bu saf ve tertemiz yaşam büyülü kum saatinden her zamanki gibi akmakta, sevgimle...


Merhaba ölümsüz büyük yıldıza
merhaba mor açan dişi kır çiçeğine
merhaba ak yürekli barış kuşuna
merhaba alın terini silen emekçiye
merhaba büyük düşüne inanan aşığa
merhaba sana ey toprak yürekli sevgilim ölüm

MERHABA!


t.k

2 yorum:

Adsız dedi ki...

merhaba...

cav bella

Amozonik dedi ki...

Bu yalan dünyanın yalanları içerisinde gerçekleri görebilmek kadar güzel olanı var mıdır..Merhaba mavi...mavi merhaba...

Merhaba kayıp cennete ve gözlerimi alan güneşe merhaba...

Buradayım dostum merhaba sana :)

http://hezeran.com/?p=335

Yeni adresim

ara ara aşağıdaki adresimde yazacağım https://atesinsesi.wordpress.com/ /