Şimdi belki benim gibi ölesiye yalnızsındır
Uçan kuşları gözlemektesindir tek başına
Çamların yeşiline dalmış gitmiştir gözlerin
Radyo dinliyorsundur ya da susarak
Bir kitabı okumaya çalışıyorsundur kim bilir
Sonsuz güzellikte bir aşk düşünüyor olabilirsin
Belki de anılarını deşiyorsun bir olmazı
Bir açmazı derinden derine kurcalar gibi
Bir kahve içmeyi bir elma yemeyi kurarak
Saatine bakıyor olabilirsin uykulu gözlerle
Çocukların oyununa dalmış gitmiş olabilirsin
Mahpus gibi tutsak gibi belki köle gibi
Yarını olmamak gibi bir duygu içindesindir
Belki de kendini bağışlamıyorsundur
Benim hiç bilmediğim bir şeylerden ötürü
Kırık tirenler gibi öylece kalakalmışsındır
Kalkıp gidip çekirdek almayı düşünüyorsundur
Ya da uyumak istiyorsundur her şeyi unutmak için
Belki sen de benim gibi ölesiye yalnızsındır
Afşar Timuçin
23 Ağustos 2010
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yeni adresim
ara ara aşağıdaki adresimde yazacağım https://atesinsesi.wordpress.com/ /
-
Yağız atın derisinde şaklayan kırbacın sesi Arnavut kaldırımlarıyla döşeli sokağın diğer ucundaki iki katlı ahşap evin önünde oynayan kızlar...
-
"Pazartesiler karışmış Salılara Ve hafta bütün bir yılla: Kesemez zamanı Bezgin makaslarınız sizin Ve günün bütün adları Yıkanıp gider ...
-
seninle anlam bulan kırmızı soluğum yüzümün o suskun mavisi her şey ölüyor sevgili. oysa sen çocuk İsalar gibisin hâlâ! öptükçe ellerini, ye...
4 yorum:
Bu şiirdeki "acıyı bastırıp hayata devam etme" kavramı beni hüzünlendiriyor. Belki şiirin genelinde başka bir şey anlatılıyor ama ben bunu hissedip bunu anlayıp buna hüzünleniyorum.
ezginin günlüğü bunu da söylesin istedim.
Nil'e katılıyorum. Gerçekten Ezginin Günlüğü fikri harika.
Bugün doğmuş gibisindir belki
Az önce aşık ve çok sonra aşık gibi
Aşk içiyorsunudur doymak bilmemecesine
yüzyıllar geçmiştir oysa...
babanın kemikleri bile kalmamıştır
ve sen hala aşıksındır...
aşk içiyorsunudur hala
az önce ve çok sonra gibi..
aşk işte...
mucize.
Yorum Gönder