Sesimi sordum insana...
Belli ki o da unutmuş, bir sesim olabileceğini... Halen şaşkın, bakıp duruyor aynama... Hayatımı sordum hayata... Öğrendiklerimin ağırlığı, o çığlığı; önümde yürüyen gölgeyi, o acıtan cümleyi... Koklamadı bile. Burun kıvıran bir it gibi, bakıp solgun yüzüme, yürüdü gitti... Ne kaldı geriye? Üstünü kirletmeyen bir çocuk gibi, bekliyorum insanı işte... Savaşsız, sınıfsız, dinsiz, ırksız, bir iyimserliğin avucuna koyup çelimsiz bedenimi; yaşıyor gibi çırpınıyorum işte... |
Süha Tuğtepe
|
7 Ocak 2014
Yaşıyor Gibi Çırpınıyorum işte...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yeni adresim
ara ara aşağıdaki adresimde yazacağım https://atesinsesi.wordpress.com/ /
-
Yağız atın derisinde şaklayan kırbacın sesi Arnavut kaldırımlarıyla döşeli sokağın diğer ucundaki iki katlı ahşap evin önünde oynayan kızlar...
-
"Pazartesiler karışmış Salılara Ve hafta bütün bir yılla: Kesemez zamanı Bezgin makaslarınız sizin Ve günün bütün adları Yıkanıp gider ...
-
seninle anlam bulan kırmızı soluğum yüzümün o suskun mavisi her şey ölüyor sevgili. oysa sen çocuk İsalar gibisin hâlâ! öptükçe ellerini, ye...
4 yorum:
ve sonra saatler saatleri kovalar, o en hızlı koşan atın leşi kalır ortalıkta,akbabalar dönenir mavi bulutlarda.kara büyüdür bu. bizi cennete götürecek bir büyücü bulmak için gireriz sıraya...
sahi bir kış kelebeği miydi o, yoksa göç etmesini bilmeyen serçelerden biri mi? kaldı burada ve rivayete göre son dostu onu unuttuğunda gidecek.anısı hep bizimle kalacak incir ağacı
Bugünlerde mavi bir duman ile haberleşiyorum gökkuşağı ile.Yüreğim mangal sefalarında yine..
hadi gerçekleşsin arkadaşın istekleri.
Ben bir kılavuzum, bakmakla görmek arasında. .işim gücüm,görünür kılmak bakılan her şeyi. .
Yorum Gönder