6 Ekim 2014

baharla gelen




gecenin kör vaktidir
uykusuz bir ay gibi tedirgin
vahşi bir kurt ulur kalbimde

o sarı yaprakların şarkısıyla
sessizce süpürür sokakları rüzgar
çölün kalbindeki kuyuda unutulmuş bir Yusuf masalıdır bu...

yalnızlık, kozasında bir ipek böceği
yalnızlık, tuz gölü kalbimizde
yalnızlık, bir sahaftan aldığın bir kitapta senden önce okuyanın altını çizdiği satırları çizeni aramak aslında...

tk/06.10.2014


5 yorum:

maviye iz süren dedi ki...

Bizi ter içinde ayrılıklarda, bizi düzenbaz şarkılarda,
bizi günlerin çökmüş avurtlarında, sökülmüş uykularda;
trenler sisleri yara yara geceyi çizerken raylara
ilkyazların kapısında bizi kar boranlarda:

Unutmuşlar...Unutmuşlar!

Böyle limansız, böyle imlâsız, yârsız,
böyle zulasız, böyle şarkısız, sazsız.
Seni orada... Beni burada
öyle hasret bir dokunuşa...

Unutmuşlar... Unutmuşlar!

Bu şehirlerin rezil uğultusunda
biz yenildik...Daha çok yenecekler!
Mağlup olmak artık soyluluğumuz...

atesinsesi dedi ki...

Aslında hiçbir şey kâr değil insana
Ne gücü ne zayıf yanları ne de yüreği
Gölgesi bir haç gölgesidir kollarını açsa
Ve kırar göğsüne bastırırken sevdiği şeyi
Tuhaf bir ayrılıktır hayatı kapkara
Mutlu aşk yok ki dünyada

Hamiyet Akan dedi ki...

Öyle bir kuyu ki, güneşi yutmuş.. Şimdi beyhude o kuyudakine uzanan her el..

Serkan Aydemir dedi ki...

yalnızlık işte... tekil bir yalnızlık siyaha yakın gecenin renginde bizi yok etmeye yetiyordu var gücüyle...

Adsız dedi ki...

Her insan yalnız doğar,yalnız büyür,yalnız ölür.

Yeni adresim

ara ara aşağıdaki adresimde yazacağım https://atesinsesi.wordpress.com/ /