14 Temmuz 2009

...aşka dair






bir kedi yavrusu çıktığı yerde korkuyla miyavlamaktaydı
yaşamanın olağan korkusuydu bu.
bir saban gömülmüştü toprağa iyice
bir dal çiçeklenmiş
bir mektubu eşiğin altından usulca atıp terli anlını silmişti daha geçen gün sözleşmeli işe alınmış genç postacı.
şeş kapısını almaya zar atıyordu yaşlı bir adam
ocaktaki çaydanlık fokurduyordu
minareden okunan ezan sesine karışarak.
genç bir şair ve iki ak güvercin sığınmıştı yaşlı bir çınarın gölgesine
gün ışığında kızıla çalıyordu yapraklar.
uzakta bir sevgili çıkamıyordu işin içinden bir türlü
yalancıydı, yalancıydı bütün erkekler!


t.kurt

5 yorum:

karaderibeyazmaske dedi ki...

ben yalancılığı erkekler ve kadınlar boyutundan çıkarıp..doğa geröekci mi? diye sormak isterim..
Yalan olmasa yaşam nasıl katlanılırdı?
Sanat yalanla başlar ve yalanla biter, gercek bir sanat insanı yalansız ne yapabilir?
Sizi güldürebilir mi?
Sevdirebilir mi?
Öldürebilir mi?

dostluklakal
Vkemal

nehiro dedi ki...

bak bu doğru...

Adsız dedi ki...

yaşamın en olağan nerdeyse hiç dikkat edilmeden yaşanan döngüsü..
bir şairin iç sesiyle dile gelince
büyülü bir anlam kazanıyor işte..

yani gerçekçi, imgelerden uzak.

çavbella

Adsız dedi ki...

dünya kendi yalanını insanlara yüklediğinden beri yalnız kaldı...
hala başka yerde yaşanamıyor olması bundan olsa gerek...
bizler sadece onun gelip gidici misafirleriyiz...

Eylemce dedi ki...

ya da...
uzakta bir sevgili çıkamıyordu kendi içinden bir türlü

Yeni adresim

ara ara aşağıdaki adresimde yazacağım https://atesinsesi.wordpress.com/ /