23 Ağustos 2015

GERÇEK AŞK




Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, devenin tellal, pirenin berber olduğu bir zamanda kartlar ülkesinin uçsuz bucaksız kül rengi kıyılarında ırmak seslerine komşu ahşap bir kulübede Yaşlı Maça Kızı’nın evlat edindiği çirkin bir Sinek İkili yaşarmış. Güzeller güzeli Sinek Kızı’yla yakışıklı Kupa Bey’inin yasak aşkından doğan bu kızı bir sabah kapısında bulan Yaşlı Maça Kızı dinmeyen evlat özlemiyle Kartlar Tanrısı’na dualar edip bağrına basmıştı.

Zaman gelip geçmiş ama Sinek İkili hep Sinek İkili olarak kalmıştı. Öyle çirkin öyle çelimsizdi ki diğer İkililer bile onu oyunlarına almıyorlardı. Hayatın yalnızlık olduğunu, mutluluğu bundan ibaret sanarak büyüyordu bu Çirkin Sinek İkili.

Kartlar ülkesinin yaşlı kralının yakışıklı oğlu Kupa Valesi’nin tahta çıkması için evlenmesi gerekiyordu. Çünkü bu yılın sonuna dek kalbinin prensesini bulup evlenemezse koz maça olacak, tahta Maça Bey’i geçecekti.

Yaşlı kral oğlunu bir an önce evlenmeye ikna etmek için kartlar ülkesinin tüm güzel kızlarının katıldığı balolar düzenliyor, bunun için hiçbir masraftan kaçınmıyordu. Ama ne yaparsa yapsın aşka inanan oğlu kalbinin sahibini bir türlü bulamamıştı.

Günlerden bir gün krallıktaki diğer valelerle bir araya gelip av partisine çıktılar. Her vale bir yöne gidecekti. Kupa Valesi doğuyu, Maça Valesi batıyı, Sinek Valesi kuzeyi, Karo Valesi güneyi seçti. En iyi avı bulup avlamaktı düşleri. Doğunun uzak, hiç kimsenin henüz varamadığı topraklarında bir ırmak çıktı karşısına Kupa Valesi’nin. Su içmek için eğildiğinde suda çok güzel bir yüz gördü. İşte aradığım aşkı sonunda buldum, dedi kendi kendine. Doğrulup kalktığındaysa karşısında çirkin mi çirkin Sinek İkili’yi buldu yalnızca. Okuduğu bir masalı anımsadı o an. Öpsem bir prensese dönüşür mü acaba, diye geçirdi aklından. O an bu düşünceye o kadar inandırmıştı ki kendini yaklaşıp apansız öpüverdi Sinek İkili’yi.

Masala göre göğün gürlemesi, yıldırımların çakması, ortalığın zifiri kararması ve tekrar aydınlandığında bu çirkin sinek ikilinin güzeller güzeli bir prensese dönüşmesi gerekiyordu. Ama bunların hiç biri gerçekleşmemişti. Hatta Çirkin Sinek İkili bile telaşla kaçıp gitmişti yanından Kupa Valesi’nin.

Diğer valelerle buluşmayı kararlaştırdıkları yere vardığında, tüm valeler bu çirkin mi çirkin gencin üzerine çullanıp onu yakaladılar. Söyle kimsin sen, nereden buldun bu giysileri, ne yaptın kupa valesine, dediler. Ne dedi ne anlattıysa bir türlü inandıramadı kendisinin Kupa Valesi olduğuna oradakileri. Zincire vurup saraya götürdüler, ama saraydakilerde inanmıyordu onun Kupa Valesi olduğuna. Acılar içindeki Kupa Bey’inin fermanıyla halkın gözü önünde asılmasına karar verildi. İpe giderken bile susmak bilmez bir yaşama çabasıyla Kupa Valesi olduğunu haykırıyordu.

Ancak asıldığı ipte eski haline dönünce herkes anlamıştı onun yakışıklı Kupa Valesi olduğunu.

t.kurt

6 yorum:

Seyyah dedi ki...

masallar tatlıdır, aşk bir masaldır.
gerçekler acıdır, aşk gerçek olunca sonu da tadı da acı olur. sevdim ben kartların aşkını, fikrine sağlık..

Aylin Ünlü dedi ki...

Teoman'ın bir parçası ile birksaç bişey geldi aklıma,çok hoş bir paylaşım olmuş.Teşekkür ediyorum.

Simla (Gathering) dedi ki...

Sevdim bu hikayeyi...
Ve resim de çok güzeldi...

Yüreğine sağlık (:

Sevgi ve tebessümümle...

Hamiyet Akan dedi ki...

Unutturuyor bu masal dünyanın hayhuyunu..

Adsız dedi ki...

Ülke yanıyor, farkında mısınız?

atesinsesi dedi ki...

Ey isimsiz okur bilmezmisinki aşkta faşizme karşıdır

Yeni adresim

ara ara aşağıdaki adresimde yazacağım https://atesinsesi.wordpress.com/ /